21.08.2017

MÜFTÜMÜZ HAYRİ ERENAY’IN KURBAN BAYRAMI MESAJI

“Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat O’na sizin takvanız (sorumluluk bilinciniz) ulaşır”(Hac 22/37) ayetiyle sorumluluğumuzun bilincini bizlere hatırlatan Yüce Mevla’mızın ikram etmiş olduğu, Kurban Bayramına ulaşmış bulunmaktayız.

Kurban; imani bilince ulaşmada mihenk taşıdır. Kurban, Allah’a teslimiyetin, sadakatin, kulluğun zirvesinin en güzel örneğidir. Kurban, Yüce Rabbimize yakınlaşmanın, sorumluluk bilincine ulaşmayla mümkün olabileceğini bilmektir. Kurban; kan ağlayan İslam dünyasına, feryat eden analara, yetim bebelere, kimsesiz yaşlılara, mazlum ninelere ve çaresiz babalara medet olma çabasının adıdır. Kurban; Allah’a yakınlaşmanın kan akıtmakla değil, tüm mü’minleri sevmekten ve insanlık için katma değer üretmekten geçtiği bilincine sahip olmaktır.

Allah için kesilen kurban ibadetinde pek çok hikmet gözetilmekle birlikte muhtaç insanların et ve gıda ihtiyacının karşılanması onun hikmetlerindedir.


Maldan ve candan fedakârlık manası taşıyan kurbanın aslî gayesi, Allahʼa takarrubdur/yaklaşmaktır. Bu yönüyle de kurban, Allâhʼa yakın olmak ve Oʼnun dostluğuna erebilmek için gösterilecek fedakârlıkların, sembolik bir ifadesidir…

Öncelikle şunu ifade edelim ki kurban, şartları müsait olan müslümanların belli vasıflardaki hayvanları kesmelerinden ibaret, yalnızca zahirî, cismanî ve şeklî bir ibadet değildir. Bütün fıkhî şartlarına riayet etmek son derece lüzumlu olmakla birlikte, kurbanın asıl mana ikliminden gafil kalmamak gerekir.

Cenab-ı Hak, kesilen cismanî kurbanların taşıdığı mânâdan hareketle, bizlerden de her şeyimizi rızâsı yolunda kurban edebileceğimize dair, bir niyet izharı beklemektedir. Bunun için de kurban vesilesiyle tefekkürümüzü bilhassa;

“Allah müʼminlerden, canlarını ve mallarını, kendilerine (verilecek) Cennet karşılığında satın almıştır.” (et-Tevbe, 111) âyet-i kerîmesi üzerinde yoğunlaştırmalıyız. Canımızla, malımızla, bütün imkânlarımızla ne kadar Hakkʼa ram olabildiğimiz hususunda kendimizi hesaba çekmeliyiz.
Öte yandan kurban bayramı, binbir sürur ve ıztırap tecellileriyle dolu bu imtihan âleminde, Rabbimizʼin biz kullarına lûtfettiği sevinç günleridir. Bu sevinç günlerine erişen müʼminin vazifesi;

Kendisine bahşedilen nimetler için Rabbine şükredip, bu nimetlerden mahrum olan din kardeşlerine yardım elini uzatmak suretiyle “fiili şükür”de de bulunmaktır. Kimsesizlerin, sahipsizlerin yanı başında olarak, Cenab-ı Hakk’ın vermiş olduğu imkânları paylaşarak onların gönüllerine de bayram sevincini tattırmaktır. Dünyanın dört bir yanında asrımız insanlığının zulüm ve vicdansızlığı sebebiyle mağdur olan milyonlarca din kardeşini gönül dergâhına almaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle milletimizin, gönül coğrafyamızın ve İslâm âleminin mübarek Kurban Bayramlarını tebrik ediyor; bayramın başta ülkemiz olmak üzere. Tarsus’umuzun, âlem-i İslâm’ın tüm insanlığın barış ve huzuruna vesile olmasını Rabbimden niyaz ederek; dualarımızın kutsal topraklarda dualarla kabul olması dileğiyle selam, hürmet ve muhabbetlerimi sunuyorum.

HAYRİ ERENAY
TARSUS MÜFTÜSÜ