Namaz kılmamak büyük günahlardandır. Namaz bize bahşedilen günlük 24 saatin zekâtıdır. Bir ömür boyu gitmeye çalıştığımız Mekke’ye günde beş defa gidiyoruz.
İnsan yalnız Allah’a bağlanınca yeryüzündeki bütün efendiler unutulur. Bazı modernler secde halinin insanı alçaltıp küçük düşürdüğünü, pasif kişilik yaptığını iddia ediyorlar. Hâlbuki yalnız Allah’ın önünde eğilen Müslüman şu fani dünyada kimseye eğilmez, bel bağlamaz. Bugün trafikteki kırmızı ışıktan tedirgin olan, borsadaki göstergelerin inip çıkmasından korkan insanlar şunu düşünmeliler: ”Bundan daha muhteşem bir karakter olabilir mi?”
İbadet etsin diye yaratılan insanoğlu asıl işini terk ederse hali ne olur?
Modern dünyanın modern anne ve babaları çocuklarına; birisi size bir hediye verdiğinde ya da iyilik yaptığında ”Yavrum amcana teşekkür ettin mi? Çok ayıp, hadi amcana teşekkür et” derler. Ama çocuklarını ve kendini dünyaya getiren, bu ve bunun gibi gezegenleri emrine veren, göğü tepesine diken, onca nimetler bahşeden Allah’a sıra gelince amcaya, dayıya teşekkür var ama Allah’a yok. İnsanın insana gösterdiği nezaket Allah’a gösterilmez ise göğün kapıları açılmaz.
Namaz bir mü’minin borcu değil alacağıdır. Borç, zor verilir. Vermek insana zor gelir. Bir Müslüman namazı kılarken borç verir gibi değil, borç alır gibi kılmalıdır. Alacak tatlıdır, zevklidir, hoşnutluk verir. Verecek ise ağır gelir.
Bir gün bir şahıs bir Allah dostuna gelerek “Hocam, benim namaz kılmakla Allah’a ne faydam oluyor?” demiş. O da demiş ki ”Sen namaz kalmamakla kendine ne faydan oluyor?”
Rabbimiz bizim ibadetlerimize muhtaç değildir. Bizim ibadetlere ihtiyacımız vardır. Evinizdeki çiçeği güneş aldığı yerden başka bir yere taşırsanız kurur. Müslüman da namazdan uzak kalırsa manen kurur. Bitkilerin güneşe ve suya ne kadar ihtiyacı varsa Müslümanın da ibadete o kadar ihtiyacı vardır.
Aydın YIĞMAN
Mersin İl Müftüsü