Kur’an, varlığı hayal olan bir dünyanın, varlığı sanal olan insanına değil, gerçekte var olan bir dünyanın gerçekte var olan bir insanına inmiştir. Kur’an, sahici bir hayatı ciddiye alan Allah tarafından gönderilmiş sahici bir öğretidir.
İnsanın; anne karnındaki hâlini düşünen Allah, dünyaya geldikten sonraki hâlini düşünmez mi? Harfsiz ve sessiz kâinat kitabını okuyamayanlar harfli ve sesli kitabında gönderdiklerini de okuyamazlar.
Muhammed İkbal, Kur’an’la nefes alıp veren ve tüm düşünce ve yaşayışını Kur’an’a göre düzenleyen bir iman ve fikir adamıdır. Çocukluğunda Kur’an okumakta olduğu bir sırada babası yanına gelir ve şunları söyler: “Oğlum! Bu kitabı her okuduğunda, o an da sana vahyediliyormuş gibi oku!” İşte her Müslümanın Kur’an’ı okurken takınması gereken tavır budur.
Kur’an’ı Kerim, Hz. Peygamberin iç dünyasında kopan fırtınanın, dışa yansımasını şöyle dile getirir: “Hz. Peygamber der ki Ey Rabbim! Kavmim Kur’an-ı büsbütün terk etti.” (Furkan,30) Hz. Peygamber Kur’an-ı Kerimi terk edenleri mahşerde böyle şikâyet edecek. Yani kavmim Kur’an’dan uzak durdular, onunla amel etmediler diyecek. Hadis-i şerifte “Her kim Kur’an-ı öğrenir de Mushaf’ı asar, ilgilenmez ve bakmazsa kıyamet günü gelir yakasına sarılır. ‘Ya Rab!’ bu kulun beni terk edip uzak kaldı, benimle amel etmedi. Benimle arasında hüküm ver” der.” (Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, cilt.6,s.65)
Burada, Resulullah efendimizden ayrı olarak Kur’an’ında insanın yakasına yapışacağı bildiriliyor. Orası, geri dönme ve yapılamayanı yeniden yapabilme imkânının olmadığı bir yerdir. Kur’an’la ilişkimiz sadece onu öğrenmek ve ona saygı göstermek şeklinde olmamalıdır.
Hz. Peygamber “Öyle bir zaman gelecek ki insanlar Kur’an okuyacaklar ama boğazlarından aşağıya inmeyecek.” (Buhari, Fezail’ül Kur’an,36) , “Öyle zaman gelecek ki, Kur’an-ı Kerimi anlayanlar az, okuyanlar çok olacak. Kur’an harflerini ezberleyecekler ancak hududunu ihmal edecekler.” (Buhari, el-Edeb’ül Müfred, No,789) buyurmaktadır.
Evet, elimizde Kur’an var, saygıda da kusur etmiyoruz. Okuyanlarımız, ezberleyenlerimiz çok ancak Kur’an’la ilişkimizde sorun bulunmaktadır. Şimdiki müslümanlar Kur’an okuyanların sesine bakmaktadırlar fakat manaya ehemmiyet vermemektedirler.
Kur’an, eşkıyadan evliya çıkaran, insanların gönüllerini fetheden, İnsanların kötü ahlakını peygamber ahlakı haline getiren bir kitaptır. Kötü huylarımızı terk edemiyoruz. Çocuğumuza bile söz geçiremiyoruz. Kur’an karşısında ciddi değiliz. Sahabe Kur’an karşısında ciddiydi. Onlar, Kur’an’ı nasıl okuruz değil nasıl yaşarız anlayışına sahiplerdi. Rabbimizden niyazımız odur ki aynı anlayışı bize de nasip etsin ve bizler Kur’an ve Hz. Peygamberin şikâyet ettiği kimselerden olmayalım.
Aydın YIĞMAN
Mersin İl Müftüsü