Mehmetçiğin tüm yoksulluk ve yokluğuna, maddi imkanlarının tabana vurmasına, bütün darboğazlara rağmen yedi düvele karşı göğsündeki imanının zaferiyle bir gül bahçesine girer gibi şehadete koştuğu, "ölürsem şehit, kalırsam gazi" anlayışının coştuğu bir savaş olmuştur.
Onlarca kan, kin ve acımasızlığa karşı, insanlığından hiçbir şey kaybetmeden, düşmanının seviyesine asla düşmeden, hastaya, hastaneye, silahsıza, teslim olana ateş etmeden, esire misafir muamelesi yaparak kendisini tehlikeye atıp düşmanını sırtlayan Mehmetçiğin merhameti düşmanı mağlup etmiştir. Mehmetçik, Çanakkale’de binlerce insanlık dersi vermiştir. Daha aradan bir asır bile geçmeden, bırakın düşmanları, dostları, hatta çocukları ve torunları dahi o insani değerlere yabancılaştı. Şimdi insanlık, Mehmetçiğin Çanakkale’de yaşadığı ve yaşattığı ahlaki erdemlere muhtaçtır. Çünkü, açık ve örtülü savaşlarda yine acımasızlıklar, yine sömürüler, yine bencillikler yaşanmaktadır. Yine insanlar, küçük çıkarlar uğruna açlığa ve ölüme terkedilmektedir. Özellikle de Müslümanlar, yine dünyanın her yerinde, kana, gözyaşına, acıya boğulmaktadır.
Dünyamızın yeniden ve bir daha, merhamete, vicdana,, sevgiye, şefkate ihtiyacı vardır. Bu insani görev de herkesten önce Çanakkale dehşetinde bu güzellikleri yaşayan ve yaşatanların torunları olan milletimize düşmektedir.
Rabbim tüm kahraman ecdadımıza, şehitlerimize ve gazilerimize merhamet etsin, bizleri de onlara layık eylesin. Allah bu milleti birbirine düşürmesin.
Aydın YIĞMAN
Mersin İl Müftüsü