Bizlere bayram sevincini yaşatan, bizleri bu günlere sağlık ve sıhhatle eriştiren Allah’a sonsuz olarak hamd eder, O’nun habibine salât ve selam getiririz.
Efendimiz Medine'ye hicret ettiklerinde Medine’lilerin eğlendikleri iki günleri vardı. Efendimiz bu günleri onlara sordu. Onlar "Biz cahiliye devrinde bu günlerde eğlenirdik.'' dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz : "Bunların yerine Allah’u Teâla size daha hayırlı iki gün verdi: Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı" buyurdu. [Ebû Davud, Salât 245, (1134); Nesâî, Iydeyn 1, (3, 179).]
Ramazan bayramını idrak ediyoruz. Oruçlarımızı tutarak, K. Kerim okuyarak, zekat ve fitrelerimizi vererek, iyiliklerimiz artırarak, kulluğumuzu yeniden gözden geçirerek bayrama hak kazandık. Bayrama has yapmamız tavsiye edilen bazı hususlar vardır. Bayram günü erken kalkmak, gusletmek, diş fırçalamak, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, sevindiğini belli etmek, karşılaştığı müminlere güler yüzle selam vermek, fakirlere çok sadaka vermek, dargınları barıştırmak, bayram gecelerini ihya etmek, ramazan bayramında bayram namazından önce tatlı veya hurma yemek sünnettir.
Dünyamız ve memleketimiz büyük sıkıntılar ve zorluklar yaşıyor. Rabbimiz bizi imtihan ediyor. İmtihan, Rabbimizin bizimle ilgilendiğinin bir göstergesidir. ”Ey Rabbim! Beni unutmamışsın, benimle ilgileniyorsun. Ne mutlu bana!” anlayışına sahip olmalıyız. Unutmayalım ki belâ ve musibetler ebedi değildir. Ümidimizi, inancımızı yitirmeyelim. Şeytanın dahi Allah’ın rahmetini ümit ettiği bayram günlerinde biz de ümitli olalım. En büyük belâ ümitsizliğe düşmektir. Derler ki ”Malını kaybeden bir şey kaybetmiştir. Ümidini kaybeden ise her şeyini kaybetmiştir.” Onun için Kuran-ı Kerim’de “Doğru yoldan sapanlardan başka kim Rabbinin rahmetinden ümidini yitirir ki?” (Hicr,56) buyurulmaktadır.
Bu bayramda anne ve babamızı, büyüklerimizi, akrabalarımızı, dostlarımızı ziyaret edelim. Hiç olmazsa telefon etmek ya da birkaç satır mesaj yazmak suretiyle onların bayramlarını tebrik ederek hayır dualarını alalım. Başta şehitlerimiz olmak üzere tüm geçmişlerimize dua etmeyi, Kur’an ikram etmeyi ihmal etmeyelim. Ruhlarına Fatihalar gönderilmeyen hiçbir mevta bırakmayalım. Milletçe dost geçinmeye hoş geçinmeye gayret edelim. Birlikte rahmet, ayrılıkta felaket olduğunu unutmayalım. Kırgınlıklarımıza ve dargınlıklarımıza son verelim. Müminin kardeşine üç günden fazla dargın durması caiz değildir.
Filistinli kardeşlerimizin feryadına duyarsız kalmayalım. Müslümanların topraklarını işgal eden, onlara hayat hakkı tanımayan, masum insanların hayatına, inanç ve düşünce özgürlüğüne insafsızca müdahale edenler iyi bilmeliler ki
Allah'ın, meleklerin, tüm insanların laneti, zalimlerin, hainlerin, işgalcilerin üzerine olacaktır. Zalimler helak olacaklar, zulüm ile abad olamayacaklardır.
Bu duygularla bayramınızı tebrik ediyor, bayramın ülkemiz, milletimiz, İslâm âlemi ve insanlık için hayırlara, bereketlere, sağlıklı günlere vesile olmasını yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Aydın YIĞMAN
Mersin İl Müftüsü