17.05.2020

“Allah yolunda mallarını harcayanların örneği, yedi başak bitiren bir dane gibidir ki her başakta yüz dâne vardır. Allah dilediğine kat kat fazlasını verir. Allah’ın lütfu geniştir, her şeyi bilir.” (Bakara,2/261)
“Sadaka Rabbin gazabını söndürür ve kötü bir şekilde ölmeyi önler.”(Tirmizî, Zekât,28)
Sadaka, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için ihtiyaç sahiplerine gönüllü veya dinen zorunlu olarak yapılan maddi yardımlar, bu çerçevede verilen para ve eşya olarak tarif edilir. İnsanların ellerinde malların asıl sahibinin Allah olup, insanlara Allah’ın imtihan amacıyla bir lütuf ve emanet olarak vermiştir. Bu nedenle sadaka, Allah’a sadakatin, teslimiyetin, Allah’a verdiği nimetlere kendi cinsiyle teşekkürün ifade şeklidir. Sadaka ayrıca nimetlerin devam vesilesidir.
“Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah O’nu hakkıyla bilir”(Âl-i İmran,3/92) buyuran Rabbimiz ayette müslümanları sevdiği mallarından infak etmeye dikkat çekiyor ve bu infakın kendilerinin Allah’ın rızasına ermeleri için şart olduğunu bildiriyor. Bu ayet-i kerime nazil olunca Sahabeden Ebû Talha,” Ey Allah’ın Rasulü! Rabbimiz sevdiğimiz mallarımızdan dağıtmamızı istiyor. Seni şahit tutarım ki ben Beyrûha adlı bahçemi Allah yolunda verdim.” deyince Peygamberimiz (sav) “Bu ne kârlı bir maldır! Bu ne kârlı bir maldır!” diye onu takdir ettikten sonra bahçeyi onun akrabalarından fakir olan Hassan b. Sabit ve Übey b. Kâ’b’a vermesini istemişti .(Nesâî, Ehbâs,2).
Verilen sadakalar müslümanların günahlarının bağışlanmasına da vesile olur. Zira Peygamberimiz (sav) suyun ateşi söndürdüğü gibi, sadakanın da hataları söndürdüğü, ortadan kaldırdığını bildirmektedir. Yine hadis-i şeriflerde peygamberimiz “Sadaka belâyı def eder ve ömrü uzatır” (Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid,3/63) olarak ifade etmektedir Allah rızası için infakın faziletini. Verilen sadakalar, bir takım belalardan uzak kalma vesilesidir. Allahın her bir insan için takdir ettiği, belirlenmiş bir ecel var olup, bu ecelin değişmesi sözkonusu değildir. Hadiste kastedilen ömrün uzaması ise Allah’ın takdir ettiği ömrü, Allahın rızasını kazanarak, bereketli geçirebilmektir.
“Allah’ın lütfundan kendilerine verdiği nimete cimrilik gösterenler; sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar, bilakis bu onlar için kötüdür. Cimrilik ettikleri şey kıyamet günü boyunlarına dolandırılacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”(Âl-i İmran,3/180)  Allah’ın verdiği nimetleri ihtiyacı olanlarla paylaşmak dinî bir vecibe olup, aksi cimriliktir. Bir müslümanın özellikle zekât vermesi gerekli olduğu durumlarda bunu ihmali büyük vebaldir. Zekât, sadaka gibi her türlü infak malın eksilmesi değil, bilakis artma, çoğalma vesilesidir. Nitekim Peygamberimiz (sav) “Allah faizi malını mahveder(Faiz karışan malın bereketini giderir),sadakaları ise artırır (bereketlendirir)”(Tirmizî, Zekât,28) buyurmaktadır.
Şeytan insanlara devamlı cimriliği, kendisinin de ihtiyaçları olduğunu, verirse başkalarına muhtaç olabileceğini, malının eksileceğini fısıldar. Oysa Allah’ın Resulü en faziletli sadakanın ne olduğunu soran bir sahabeye cevaben” Sağlıklı, azimli, zenginliği arzu edip fakirlikten korkar bir haldeyken sadaka vermendir. Sadaka vermeyi can boğaza gelip de son nefesini yaşadığın ana kadar erteleme” (Buhari, Vesâyâ,7) buyurmuşlardır. Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerimde de Allahuteala, muhtaç olanlara yardım eden kadın erkek bütün müslümanların karşılığını ahirette almak üzere Allah’a borç verdiklerini müjdelemektedir.(Hadid,57/18)
Sadakaların verirken sırf Allah rızası için ve gösterişten uzak olarak verilmesi, ahirette Allah’ın vaad ettiği sadaka sevabına kavuşma vesilesidir. Yapılan hayrın başa kakılması, gönlünün kırılması inciterek yapılması da sevaptan mahrum kalma nedeni olur. Zira ”Güzel söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha hayırlıdır. Allah zengindir, halimdir(hemen cezalandırmaz, mühlet verir).Ey İman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek sureti ile yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkartmayın”.(Bakara,2/263-264) buyurur Allahuteala. Yine aynı surenin ileriki ayetlerinde bu şekilde infak edenin durumunu, altından ırmaklar akan, içinde hurma ve üzümün olduğu güzel bir bahçesi var olan, çoluk çocuğu olan ve kendisi de yaşlanmış, o bahçenin gelirine ihtiyacı olduğu anda ateşli bir kasırganın o bahçeyi yakarak helâk etmesi ile teşbih eder.
Sadaka müslümanlar arasında, gücünü imandan alan güzel bir yardımlaşma şeklidir. Bu sayede ihtiyacı olanlar ihtiyaçlarını giderirken, insanlar arasında sevgi, saygı ve muhabbete vesile olur. Kin, nefret, haset, dargınlık gibi kötü vasıflardan da uzaklaşılmasına katkı sağlar.
Osmanlılar döneminde sadaka taşları vardı.  Sadaka vermek isteyenler gizlice buralara sadakalarını bırakırlar, ihtiyacı olanlar da, buralardan sadece ihtiyacı kadar alırlardı.
Sadakanın en ileri derecesi olan bir türü vardır ki bu da kendi ihtiyacı olmasına rağmen, din kardeşini kendisine tercih etmek olan “Îsâr” dır. Aşağıda geçen ayette Allahuteala Medine’de bulunan ve oraya hicret ederek gelen Muhaciri destekleyen Ensar’ı övmüştür: ”Onlardan önce bu yurda yerleşmiş ve gönülden inanmış olanlar, kendilerine göç edip geleni severler, onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar, ihtiyaç içinde olsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin bencilliğinden korunmayı başarırsa işte kurtuluşa erecek onlardır.” (Haşr,59,9) Sahabenin hayatında bu tür infakın pek çok örnekleri vardır.
Bütün bunlarla birlikte dinimizce insanların faydalanacağı her türlü güzel davranış sadaka sevabı kazanma vesilesidir. “Her iyilik sadakadır” (Buhari, Edep,33) buyuran Allah’ın Elçisi güzel söz söylemek, namaza giderken adım atmak, yoldan rahatsızlık veren şeyleri kaldırmak, kendisi ve aile efradının rızkını kazanmak için çalışmak, eşinin ağzına lokma koymak, müslüman kardeşine güler yüzlü davranmak, selam vermek, kaybolan birine yolu tarif etmek, kişinin diktiği ağaçtan her türlü canlının yemesi, aç olanı doyurmak, susuz olana su vermek, hasta olanı ziyaret etmek, güzel nasihat vb. iyiliklerin sadaka sevabı vesilesi olduğunu bildirir. (İbn Hanbel,4/131)
Sonuç olarak sadaka, Allaha karşı bağlılığın, sadakatin ifadesi, nimetlerin şükrü, artma vesilesi ve ahiret için önden göndermiş olduğumuz asıl malımızdır.
                                                                                                                                                                                          
MEMNUNE YILDIZ
ERDEMLİ İLÇE VAİZESİ