06.05.2020

RAMAZANA GİRERKEN
        Müjde mü’minler size ihsân-ı rahmandır gelen
  Şanına tâzim için bu mâh-ı gufrandır gelen
   Andadır feyz-i hidayet, andadır afv-ü kerem
  Kadrini bil, mevsimi inzâl-i Kur’andır gelen


                                                Ahmet Remzi Dede Efendi

Bizleri yoktan var eden, islâm olmakla şereflendiren, başı rahmet ortası mağfiret ve sonu cehennemden âzâd olmak olan mübarek ramazan ayına eriştiren Allah’a hamdolsun. Her konuda bizlere en güzel örnek olan peygamberimize salât-ü selam olsun.

“Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.”  (Bakara, 2/183)

Ramazan ayı nefsi terbiye, tezkiye ve manevi arınma ayı olarak karşımıza çıkar. Oruç ibadeti bu meyanda en önemli ibadetlerdendir. “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan orucunu tutarsa Allah o kimsenin geçmiş günahlarını bağışlar ”(Müslim, salâtü’l-Müsâfirin,175) buyuruyor Peygamberimiz hadîs-i şerifte. Bizlerin de oruçlarımızı, dinen oruç tutmaya mani bir mâzeretimiz olmadıkça, oruçlarımızı niyetlerimizi kontrol ederek ve zamanında tutmaya gayret etmemiz gerekir.

Oruç ibadetini yerine getirirken sahura kalkılması sünnettir. Zira Peygamber Efendimiz “Sahur yemeği yiyiniz. Çünkü sahurda bereket vardır”(.Tirmizi, savm,18;İbn-i Mâce,sıyam,22
buyurmaktadır. Sahur vaktinde sahur yapmak niyetiyle kalkması, Oruç tutmak için birşeyler yiyip- içmesi, oruç ibadetini yerine getirmek için sahur hazırlığı yapılması herbiri sevap vesilesi. Sahur vakti seher vakti olup. en değerli vakitlerdir. Onun için sahuru yaparken diğer taraftan da bu vakitlerde gücümüz nisbetinde namazla,  Kur’anla, tevbe-i istiğfarla ,tekbir ,tehlil, zikir  kâbilinden şeylerle meşgul olmamız, kendimiz, anne-babalarımız, ülkemiz, islâm âlemi ve tüm insanlık için dua etmemiz –bunların her biri- sahuru bereketlendirme vesilesi olur.

Tuttuğumuz oruçlarımızın  haramlara,günahlara, yanlışlara karşı kalkan olması,  bizi bunlardan koruması da önemli bir husus. Nitekim peygamberimiz bir hadislerinde “Oruç bir Kalkandır; sakın bir kimse oruçluyken cahillik edip de kötü söz söylemesin. Birisi sataşır veya kötü söz söyleyecek olursa  ‘ben oruçluyum, ben oruçluyum’ desin.”(Buhari, savm,9;Müslim,sıyam,30) buyurur. Yalan söyleme, dedi-kodu yapma ,gıybet etme gibi davranışların da orucun sevabından mahrum bırakacağı şuuruyla dilimizi yalan, dedi-kodu, iftira, gıybet gibi günah olan durumlardan, gözlerimiz ,ellerimiz, ayaklarımız, kulaklarımız v.b. her bir uzvumuzu günahlara karşı koruması, kalkan olması önem arzeder.
Bütün uzuvlarımızla orucumuzu tutup, sofranın başında iftarı beklerken oruçlunun duasının reddolunmayacağı bilinci ile dua etmemiz ve “Yarabbi, senin rızan için oruç tuttum, sana inandım, sana güvendim ve senin verdiğin rızıkla orucumu açtım” diyerek iftarımızı yapmamız güzel olur.

Oruçlarımızı tutmakla birlikte, vakit namazlarımızı da aksatmadan, en güzel şekilde eda etmemiz de önemlidir. Kelime olarak “rahatlamak” anlamına gelen teravih de ramazana mahsus güzelliklerden biri. Sünnet-i Müekkede olan teravih namazının cemaatle kılınması güzel olmakla beraber, Bu yıl içinde bulunduğumuz özel durumdan dolayı camilerde kılınamamakta. Ancak bizlerin teravih namazlarımızı evlerimizde mümkün ise aile efradımızla cemaat oluşturarak, mümkün değilse de ferdî olarak kılmamız ramazanı ihya etmek açısından güzel olur.

Ramazan ayının fazilet bakımından diğer aylardan üstün olmasının sebebi, yüce kitabımız Kur’an’ın bu ay içerisinde indirilmiş olmasıdır. Bu sebeple hatimler okuyarak, Kur’an’ı okuma ve anlama noktasında gayretimizi artırmamamız da ramazanı güzel değerlendirmemize vesile olur. Cebrail (a.s.) ile peygamberimizin yaptıkları mukabele sünnetini de bu ramazanda cemaatle mümkün olmadığı için evlerimizde televizyondan tâkib ederek yapmamız da yerinde olur.

Peygamberimiz cömert idi ve cömertliği ramazanda had safhaya ulaşırdı. Bu ay içerisinde sadakalarımızı, iyiliklerimizi artırmaya çalışmamız, fitre, fidye sorumlusu olanlarımızın fıdyelerini ödemeleri, zekât sorumlusu olanlarımızın Ramazan haricinde de verilebilmesi mümkün olmakla birlikte-zekâtlarını vermeleri de ramazanı ihya vesilesidir.

Ramazan, biz Müslümanlar için, Allah’a karşı sorumluluk bilincimizi yeniden gözden geçirmemize vesile olan bir zaman dilimidir. Bizler de oruçtan namaza, tevbe-i istiğfardan  duaya, infaklarımızdan yaptığımız her türlü iyiliklerimizi-niyetlerimizi yeniden gözden geçirerek-Rabbimizin her şeyi bildiği inancıyla, riyadan gösterişten uzak olarak, sırf Allah  rızası için yapma gayretimizi bileyerek ramazanı değerlendirelim.

“ Ey Rabbimiz! Bizi sana teslim olanlardan eyle. Soyumuzdan da sana teslim olacak bir ümmet çıkart. Bize ibadet usullerimizi göster, tövbemizi kabul et . Şüphesiz tövbeleri kabul eden, merhameti bol olan yalnız sensin.”(Bakara 2/128)    

MEMNUNE YILDIZ
ERDEMLİ İLÇE VAİZESİ